18 Mart 2008 Salı

ELVEDA Siir

ELVEDA


Girdigin gün benligime bütün dünyam degismisti...
Gittigin gün nefessiz bir beden ile kalakaldim...
Senin gittigin gün veda ettim ben aska! Oysa bir ben sevmistim,Kücücük yüregime kanimla adini bir ben yazmistim !!
Gözlerinin aksaminda oturup bir ben aglamistim!
Sen ne yasadin...bilmiyorum!
Benim sana olan sevgim gökteki yildizin ay'a olan aski gibi!
O orada yanliz !
Ben burda!
O ayin her batisinda yikiliyor....
ben senin benden her gidisinde !!!
Sen benligimde simdi bitmelerimle....gitmelerinle varsin !!!
Umudum yok artik ansizin gelislerine! Yinede bekliyor bu nefessiz beden seni !
Gel yine ''nefesim'' ol
Girdigin gün benligime bütün dünyam degismisti...
Gittigin gün nefessiz bir beden ile kalakaldim...
Senin gittigin gün veda ettim ben aska! Oysa bir ben sevmistim,Kücücük yüregime kanimla adini bir ben yazmistim !!
Gözlerinin aksaminda oturup bir ben aglamistim!
Sen ne yasadin...bilmiyorum!
Benim sana olan sevgim gökteki yildizin ay'a olan aski gibi!
O orada yanliz !
Ben burda!
O ayin her batisinda yikiliyor....
ben senin benden her gidisinde !!!
Sen benligimde simdi bitmelerimle....gitmelerinle varsin !!!
Umudum yok artik ansizin gelislerine! Yinede bekliyor bu nefessiz beden seni !
Gel yine ''nefesim'' ol
Gel yine gözlerinin aksaminda sen aglat beni !
Ve....
sen hala anlamadiysan
dur ben söyleyim
''Caresizligim Sensizligimdendir'' bilesin...
Gel yine gözlerinin aksaminda sen aglat beni !
Ve....
sen hala anlamadiysan
dur ben söyleyim
''Caresizligim Sensizligimdendir'' bilesin...

ASKA SEFER

AŞKA SEFER


Başladım ve bitirdim aşk denilen yolu ben
İlk adımda yalnızdım, şimdi ise kederli
Vardığım zirvelerden hüsran ile dönerken
Yola çıkanlar gördüm, ikişerli dörderli

Menzile varamazlar, kimde var o "M etanet"
Benim dediklerimi sanmayın ki kehanet
Masal olan her sevda bu çıkmaza delalet
Tadana zehir ama tatmayana şekerli

Bilsem ki dinler beni, hiç olmazsa birisi
Vakit çok geç olmadan, “akil” olsa dirisi
Lakin gönül ukala, dünyanın en haris’i
Sorsam; âlem arazi, kendi de dört çekerli

Yola çıkan yolcunun ne adres soracağı,
Bir kul vardır, ne de han, bir gece kalacağı
Girift bir bilmecedir, ona ne olacağı
Bilinmez, çünkü bu yol kıvrım kıvrım dönerli

Kim bilir ulvi aşka, varacak yol belki bu
Ya bir başaran olur ya imha olur topu
Ya aklı ziyan eder unutur soyu sopu
Muammadır âşık mı, maşuk mudur değerli

Aşk şarabı içene, gayrı lisan kar etmez
Ateşe düşmüş gönül, ona okyanus yetmez
Darbe üstüne darbe kurşun olsa fark etmez
Oyun iki kişilik, bir hatun’lu bir er’li

Velev ki iki kulun, birinde can yanacak
Arar dururken biri diğeri hep kaçacak
Bu kilitli bir sandık, anahtar yok açacak
Ne çilingir başardı, ne elinde keser’li

Dönecek o’da bir gün çıktığı yolculuktan
Benim gibi harabe, yanarak susuzluktan
Kıyamet koptuğunu sanarak onsuzluktan
Taşıdığı yüklerle, eşek gibi semerli

Sanki “çıkmayın” desem, beni dinler miydiniz?
Sanmıyorum!.. Siz yine, o şansı(!) denerdiniz
Onlar bilmez ki, sizler; “Her şeye değerdiniz”
Bilmesi gerekenler, “kahpelikte hünerli”

GÜLÜM

GULUM


GURBETİ BENMİ YAZDIM
BENMİ YAPTIM BU YOLLARI
HASRETİ BENMİ ÇİZDİM
BENMİ KOYDUM YOLLARA VİRAJI
İSYANIN NEDEN BANA GÜLÜM
BU ZULÜM NEDEN BANA GÜLÜM

GÖZYAŞINI BENMİ YAZDIM ŞİİRLERE
ARAYA BENMİ KOYDUM AYRILIÃ�I
BENMİ DEDİM HER SEVEN AYRILIR DİYE
SÖYLE BENMİ KOYDUM BU KURALI
İSYANIN NEDEN BANA GÜLÜM
BU ZULÜM NEDEN BANA GÜLÜM

BENMİ KOYDUM ŞARKILARA HÜZNÜ
YALNIZLIÃ�I BENMİ İŞLEDİM GECELERE
BENMİ SOLDURDUM SEVDA DENEN GÜLÜ
ACILARI BENMİ YAZDIM HECELERE
İSYANIN NEDEN BANA GÜLÜM
BU ZULÜM NEDEN BANA GÜLÜM

CEYLAN GÖZLÜM

CeyLan Gozlum

''-Unutsun! '' demişsin... Gözü Ceylan'ım,
Şu mahzun tavrını, takışın neden?
Demedim mi sana: ''-Fedadır canım.''
Kederli gözlerle, bakışın neden?

Gördüğümden beri çektiğim çile,
Sensiz gecelerim gelseydi dile,
İçime koyduğun kızıl kor ile:
Yüreğimi böyle, yakışın neden?

Gözü Ceylan'ım, sen gittin gideli,
Hicranla ödendi aşkın bedeli...
Duysan'a diyorum: ''-Ey sevda seli,''
''-Kanımın içine, akışın neden? ''

Bir ışın demeti...Hışımla solup,
Bir anda boşalıp, bir anda dolup,
Beklenmedik anda, Yıldırım olup:
Kalbimin içine, çakışın neden?

KARAGOZLUM


KARAGÖZLÜM


Bu gece gözlerin düştü aklıma
uykuyu unuttu gözlerim
artık rüyalarıma bile gelmez oldun
kömür gözlüm seni çok özledim.

Çekip giderken gitme diyemedim
o an gururumu yenemedim
sadece baka kaldım ardın sıra
bilmem kaç saat kendime gelemedim.

Utanarak o gece geldim kapın önüne
kapıyı çalmaya cesaret edemedim
elalem laf söz etmesin diye
kapının önünde bekleyemedim.

Ne işte rahat edebildim
ne evde durabildim
zindan oldu koca dünya bana
sensiz hiç bir mekanda
kara gözlüm huzura eremedim

SEVGILIM

SEVGİLİM


Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar ,aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

Aşk nedir? Ahret demek değildir her halde.
Çınlamalıdır neşesi bu anın gene bu anın kahkahalarıyla
Çünkü ne olacağı yarının meçhulümüzdür hala,
Boş yere vakit geçirmekten artık yoktur bir salah:
Öyle ise gel öp beni,genç ve tatlı sevgilim,
Ömrü pek azdır gençliğin.

KARA SEVDA

KARASEVDA

Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlere yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür dönedolana
Ağladığım yer penceresi midir?

Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir

BENIM ICIN AGLARMISIN

BENİM İÇİN AGLARMISIN

Beni anladıklarını söylüyorlar
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Benim içimdeki masum şeytanı kim anlayabilir ki?
Ben, bu gördüğünüz ceset değilim
Benim içimdeki yaratığın gözyaşlarını kim görebilir ki?
Korkuyorum, anlayamazsınız işte, ölmeliyim
Ölmeli ve korkularımdan kurtulmalıyım.
*
Ben, onun sana zarar vermesinden korkuyorum
Beni bu huzurdan çıkarmandan
Belki de beni anlamandan korkuyorum.
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Soluduğum hava bile boğazımda düğümleniyor
o da benden yana, benim gibi yalnız, benim gibi korkak.
Anlıyor musun? Ben sevilmekten korkuyorum
Beni sevmenden, beni acılarımdan ayırmandan korkuyorum.
*
Artık bu uzun merdivenin son basamağındayım
Önümdeki sonsuz uçurum bana sevgiyi hatırlatsa da
Uçurum beni senden uzaklaştıracak biliyorum.
İçimdeki karanlık beni zorluyor, buna mecburum, anlıyor musun?
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Sevgi içimdeki küçük çocuğu sevebilir mi ki?
Hıçkırıklarını duyuyor musun?
Sevgi onun ıstıraplı geçmişini silebilir mi ki?
Artık dayanamıyor, anlıyor musun?
*
Hergün ölüyordum zaten, benim için değişiklik değil bu
Aslında ölümün sonu bu, o da ölüyor benle.
Hiç ağlayan bir ceset gördün mü?
Şimdi gözlerimden iki damla yaş dökülüyor sevginle birlikte.
*
İçimdeki yaşlar sel oldu, taştı, anlıyor musun?
İçimdeki o canlı boğuldu ve kurtuldu artık
Sadece cesetini bekliyor, her şey bitecek.
Masumiyetimi neden öldürmek istediğimi anlıyor musun?
*
Hiç kimse beni anlayamaz
Hiç kimse...
*
Bu dikenli yolun sonu artık gelmeli
Sevgiler beni terk etmeli.
İçimdeki setler yıkıldı tutamam gözyaşlarımı.
*
Hey sen! Beni öldüren korkularımın nedeni
Görüyor musun onları?
Duyuyor musun meleklerin çığlıklarını?
*
Hey sen! Beni ağlatan sevginin sahibi
Ben öldüğümde
O küçük çocuğun gerçek yüzünü gördüğünde
Benim senin için ağladığım gibi
Sen de benim için ağlar mısın?...

VAZGECTIM

VAZGEÇTİM

Kaç gece yatağımda uykusuz,
Bir oyana bir bu yana dönüp durdum.
Görmek için düşümde hayalimde,
Duymak için sesini.
Kaç kere ellerim uzandı telefona.
Aşkı oyun bilirdin sen,aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Gezip durdum perişan halde,
Kah sahillerde,kah cadde boylarında.
Hayal kurup sen diye,
Ağaçlara dağlara taşlara sarıldım.
Elleri güldürecektim halime,
İhanetin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin,
Acılardan zevk alır hale getirmiştin.
Yine de görmek için seni,
Şeytana uyup,bir daha bozacaktım yeminimi.
Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Açıp ellerimi yalvardım Tanrıya,
Bir defacık tutmak için ellerini,
Koklamak için saçlarını.
Adaklar adayacaktım evliyalara,
Umursuzluğun aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Paylaştığımızı sandığım güzel günlerin hatrına,
Suçlu benmiş gibi,
Af dileyecektim gözlerine bakıp.
Her türlü cezana razı olacaktım.
Boynumu büküp,bi daha gelecektim kapına.
Başkasını sevdiğin aklıma geldi.
VAZGEÇTİM

Sen Benim CANIMSIN

Sen benim tutkularımsın
Sen benim sevdalarımsın
Kuruyan toprağımda nemsin
Susuzluğumda suyumsun
Gönül bahçemde çiçeğim
Sen benim canımsın.
Sen benim umutlarımsın
Aşk odağımda aşkımsın
Kalbimin atışlarısın
Damarlarımda can suyum
Sen yaşam kaynağımsın
Sen benim canımsın.
Geceleri hayallerimsin
Gündüzleri özlemimsin
Gönül karanlığımda ışığım
Sen benim hayatımsın
Sen benim canımsın

Seni Kovuyorum

SENI KOVUYORUM

Defoooool! ....

Seni kovuyorum! ...
Ne o? .. Şaşırdın mı? ! ..
Niye ki?
Haaa! .. Doğru ya! .. Sen burada değilsin ve ben “burada olmayan birini nasıl kovabilirim” değil mi? ?
Haklısın haklı olmasına da, burada olmaman kimin umurunda?
Sende buraya gelecek yüz yok ki! .. Ve hatta cesaret..
Gelsen; suratına tüküreceğimi bilirsin, hani utanmasan bile ağrına gider bu tükürük! ..
Gerçi “neden ağrına gider” onu da bilmem ya! ..
“Gururum” falan deme! .. Ederim senin gururuna..
“Haysiyeti olmayan gafil” gururu neylesin? !
Haa bu arada, “haysiyet” ne demektir bilmiyorsan bi zahmet Türkçe sözlüğe göz at! ..
---
Seni kovuyorum diyorsam kovmuşumdur, şaşırıp gelmeye kalkma! ..
Hani tesadüf bu ya, karşılaşırsak bir yerlerde, nefes bile alma.
Duyarım muyarım neme lazım dikkatli ol! ..
---
Senin için hissettiğim ve yaşattığım duygularım tükenip kaybolurken, yerlerini dolduran” kin, nefret, husumet, adavet ve düşmanlık” dolu hissiyatım henüz bana çok yabancı ve bunlar beni nasıl etkiler, nasıl davranırım bilemem! ..
Hakaret edebilirim, küfredebilirim ama “özür dilemem! ..”
Sana şu yada bu sebeple saygım bile kalmamış! .. Ya da bir başka deyişle “saygınlığın” kalmamış! ..
Bende bitmiş, eriyip tükenmişsin.…
O yüzdendir ki; burada olup olmamanın zerre kadar ehemmiyeti yok! .. Uzakta da olsan kovuyorum seni.
Yüreğimden, gönlümden, aklımdan, fikrimden, anılarımdan ve tüm duygularımdan kovuyorum..
Gelecek olduğun adresleri siliyorum tabelalardan, sokak isimlerini, caddeleri değiştiriyorum.
Geçmiş zamanlara “gelmemiş” zamanların hakimiyetini giydiriyorum..
İçinde senin olduğun “ bütün kırık hayalleri” dinamitleyip imha ediyor ve erişemeyeceğin derinliklere gömüyorum.
Ve bütün delikanlılığım ve basiretimle ayağa kalkarak gözlerimi ufuk çizgisine dikiyor ve kaşlarımı çatarak avazım çıktığı kadar öfkeyle bağırıyorum;
Defooooooooooooool! ......
---
Bu haykırış “sana çarpmadan” yankılanmaz gayrı.
Sen onu duymasan da “o” seni er geç bulur! .
Bu dünya da işimiz kalmadı seninle ya, ahirette ne olur onu da Mevla’m bilir! ..
Hakkımı helal etmeyeceğimi dip not olarak vermiştim zaten
---
Sana “gülüm” dedikçe dikenlerinle, “gül yüzlüm” dedikçe maskelerinle, “her şeyim” dedikçe hiç’liğinle, “meleğim” dedikçe şeytanlığınla, “hayatım” dedikçe ızdırabınla, kısaca; ne dediysem tezatıyla karşılaştım ve işin asıl kötüsü ben seni “insan” sanmıştım! ..... (Anladın sen onu! ..)
---
Evet burada yoktun belki, ama anıların buradaydı, kokuların, tebessümün, hayalin yani “bütün yalanların” buradaydı! ...
İşte o yüzden kovdum seni ve sana dair ne varsa! ..
Dileğim o ki; artık gölgen bile düşmesin benim olduğum yerlere, hele selamın sabahın, hiç! ..
Gönlünde bir yerlerde, belki karanlık ve izbe bir kuytuda bana dair kim bilir ne kadar “keşke’lerin” var! ..
Ben bilirim ne olduğunu, bilirim de diyemem işte! ..
Olsun söyleyemesem de sen anlıyorsun ya, işte bu bana yeter! ..
Lakin bana yettiği gibi ömrünün sonuna kadar “seni kahretmeye de” yeter! ..
---
Ben nevbaharını tüketmiştim bana ait ömrün ve şimdi sen; hayatının güz’ünü yani sonbaharını kaybediyorsun! ..
Seni “korkularınla” baş başa bırakıyorum, kaldı ki; hayatın boyunca en çok sevdiğin duygu buydu senin, bak onu almıyorum(!) elinden! ..
Sana da yakışıyor yani! ..
---
Hâlbuki neler var dilimin ucunda, zehir zemberek, yüreğini derinden acıtacak, için için kanatacak, bana lanetler okutacak! ..
Var da; kalsın şimdilik, değmez be, gerek de yok! ..
En azından “şimdilik! ..”
Unutmadan; eskiden seni düşünmekten uyku girmezdi gözlerime uyuyamazdım, şimdi ise “rüyama girme” diye çok tedirgin uyuyorum.. Umarım girmezsin! ..
Evet! .. Seni kovuyorum..
Ve kovduğum birini “anmaya da” utanıyorum! ..
Her şeyi unut ve sadece “şu ses” kalsın kulaklarında;
Defooooooooooooooooooool! ....

SEVGILILER GUNU

SEVGİLİLER GÜNÜ


Bu gün “o gün’müş”
Sevenlerin sevişenlerin günü
Hatırlayanların hatta hatıraların
Ufak, ufacıkta olsa
Kül altında ki kıpırtıların
Sönmemiş ateşin
Batmayan güneşin
Ne varsa sevdadan
Ne varsa sevgiden yana
Bilenlerinmiş bu gün! ..
Bu gün “o gün’müş” sevdiğim
Sevenlerin sevişenlerin
Lakin “benden başka”
“Senden başka” herkesin! ...
…………….
Asırlara sığdıramadım
Ve sığmadı asırlar bir güne
Yıl da bir kez gelirmiş bu gün
Sen “Hatırlamadın bile”
Üstelik;
Seni hep düşündüğümü
Bile bile! ...
Öyle ya;
Sevenlerinse bu gün
Hatta sevişenlerinse
Sana ne! .... Bana ne! ...
Bu gün “o gün’müş” sevdiğim
Sevenlerin sevişenlerin
Lakin;
Benden başka
Senden başka
Herkesin! ......

Hayat 1 Ben 0

Hayat:1 Ben:0
Ama belliydi böyle olacağı
Nicedir başlamıştı belirtiler:
Yolda çocuklar "teyze şu topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin...
Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü,
Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış.
Eş dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine...




Bugüne dek ancak tanıştık hayatla...
Ben ona kendimi tanıttım, O bana kendini...
Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı...
Zaferlerim onlar benim, olgunluğumun yapıtaşları...
Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı...
Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım bile aşağı...
Dönmesin diye başım...



Ben istikballe arkadaşım...
Ne var ki herşey yarım...
Hayat da yarım, sevdalar da...
Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin...
İhanetlerin hesabı sorulmadı...
Nazım'ın dedidği gibi "Kopardım portakalı dalından ama, kabuğu soyulmadı, sevdalara doyulmadı..."
"Doydum diyen görmedim ki ben zaten..."

HAYAT :1
BEN:0

Harika ResimLi Aşk ŞiirLeri






















ÖLÜM VE AŞK

ölüm ve aşk

Ölümün nefesi ensende
Heryerde
ince bir çizgi
Yaşamla.

Aşk ölümün sevgilisi
Kanatırsa kalbi
İnceden inceye
Sızlatır da
Son nefesde
Bitecek sanılan
Daha artar
Zaman cenderisi
Yüreklerimizi çekiyor
öğütüyor
yuvarlanıp duruyoruz,
habire
başlıyoruz
sonsuz devinimlere

Ne var üzülecek
Aşk zehirsede yüreklere
Panzehiri kendi içinde
Değil mi ki?
Her şey geçer
Zamanın getirecekleri
bilinebilir mi ki?
Var ve yok olacağız
yalın gerçek
Yaşamak
rağmenlere rağmen
Yaşamak
Savaşmak
Kimsesizliklerle ve yenilgilerle,
yaratmak
Kendini her gece
Yaraları saracak
Dostlar bulmak
Hiç olmazsa
Güneşe bırakmak
kendini
Isıtır bak güz günesi bile
İzin ver
Sarsın Ay yaralarını
Gece öpsün dudaklarından
1 sevgili bul
öpsün o geniş alnından…
Tüm acılar 1 gün diner
Sabredersin
E n olmazsa
Dost toprak
Arıtır yaralarını
Her şey bitecek
Ne de olsa
Çiçekler açar küllerinden
Sonsuz devinim içinde
Kozmos ol…
Son durak
Yıldız tozu olmak değil mi?
Barış kendinle
Seviş acılarınla
Sarıl yarınlarına
Sen de savaşırsan kendinle
Kim tutacak seni ayakta….
Mutluluk içindeyken
Fark etmediğimiz 1 oyun
Sen oyna kendince
Bulunur deva da
Çarede
Yeterki olmasın ölüm…

ResimLi ŞiirLer









































BIR SEY VAR SENDE

Bir Şey Var SendeBir şey var sende

Gönlünde sancıyan Zelîha'nın
Kınanan aşkına özgü bir şey
Diyemediğim adını sırrına eremediğim
Bir top menekşe bir demet çiçek mi?
Aşk mı desem eski bir dert ki inceden
Can ipimi ilmek ilmek tüketen…

Bir şey var sende
Vardıkça, göğün kaybolan derinliğinde
Yalnızlığın sihirli elmas gözlerinde
Tut ki rüyaları
Yarı kalmış sevdaların peşinde
Uzatmak uzatmak gibi bir şey

Hangi yağmur döndü
Düşmeden acıkmış karnına toprağın
Hangi has bahçe
Sakladı şakıyan bülbülleri seherden
Bir şey ki Kevser’den
Yarı sıcak nisanlar gibi sevecen
Kır çiçekleri gibi masum
Zambaklar gibi nazlı bir şey

Bir şey var sende
Açılmamış bir gonca gibi
Kendine sakladığın bir şey

SOYLEYEMEDIM

Söyleyemedim

Aklımda gözün kaldı
Solumda sızın kaldı
Bir çift sözüm kaldı
Diyemedim

Dilimde adın kaldı
Geride yadın kaldı
Kulakta sedan kaldı
Dinleyemedim

Geceden uyku kaldı
Garip bir duygu kaldı
Şiirler öksüz kaldı
Beceremedim

Sabaha nefes kaldı
Yarım bir heves kaldı
İçimde o his kaldı
Bitiremedim

Geriye ölüm kaldı
Tutkulu zulüm kaldı
Vuslata bir an kaldı
Seni o kadar sevdim ki
Söyleyemedim, söyleyemedim

 
arkadas